Saturday, 18/05/2024, 11:47 PM
GUNAY-FM Ana SayfaÜye OlÜye Çıkıs
Merhaba Guest | RSS
[ Yeni Konular · Üyeler · Forum Yönet · Arastır · RSS ]
  • Page 1 of 1
  • 1
Forum » 3 - MİLLİYETCİ TÜRKİYE » ÜLKÜCÜLÜK » DARAĞACINDA AÇAN ÜLKÜ ÇİÇEKLERİ "7 EKİM "
DARAĞACINDA AÇAN ÜLKÜ ÇİÇEKLERİ "7 EKİM "
FirariSaatlerDate: Tuesday, 08/09/2009, 11:13 PM | Message # 1
Colonel
Group: Administrators
Messages: 208
Reputation: 0
Status: Offline
7 EKİM DARAĞAÇLARINDA CAN VEREN ŞEHİTLERİMİZİ ANMA GÜNÜ
Şehitlik, Allah indinde peygamberlikten sonra gelen en üst mertebedir. Yüce dinimizi yaymak ve yaşatmak

Allah Azimmüşşan’ın adını yükseltmek gayesi uğrunda canlarını feda edenler cennetle müjdelenmişlerdir. Hedefi, Nizam-ı Alem’i kurmak, vazifesi ila-yı Kelimatullah’ı yaymak olan ve bu uğurda vatan, millet ve devletin bekası için çarpışarak şehit düşen

Ülkücüleri anmak gayesiyle her yıl Gün Sazak’ın şehadet tarihi olan 27 Mayıs’ta yapılan ve biiznillah kıyamete kadar devam edeceğinden de şüphe etmediğimiz bu faaliyet, bütün şehitlerimizin aziz hatıralarını yaşatmak için olduğu kadar, bu dava için can verecek nesillerin yetişmesine de güzel bir vesile teşkil etmektedir.

7 Ekim’in 27 Mayıs’tan ayrı olarak belirlenip anılması, Ülkücü Hareket’in Türkiye’de hakim olan mevcut düzene karşı mücadelesini vurgulamak, bu mücadelede darağaçlarına varıncaya kadar düzenin tuzaklarında can vererek bayraklaşan Ülkü erlerinin....

davalarını bıraktıkları yerden sürdürdüğümüzü ve bu batıl düzeni yıkıp Müslüman-Türk’ün huzur, mutluluk ve refah içinde yaşayacağı Hakk’ın hakim olduğu bir sistem kuruluncaya kadar devam edeceğimizi de ilan etmek gayesiyledir.

Bilinsin ki, Ülkücü Hareket’in ilk günden beri mevcut düzenle olan savaşı, devlete hakim olan hainlerin emniyet işkencehaneleri, cezaevleri, oligarşik mahkemeler ve darağaçları ile durdurulmaya çalışılmıştır. İşte, mücadelemizin asıl gayesini ortaya koyan ve Ülkücü Hareket’in “Milliyetçi Türkiye” ve “Nizam-ı Alem için iktidar olma” kararlılığını sergileyen bu savaşın sembolleri darağaçlarında “La ilahe illallah” diyerek Hakk’a yürüyen şehitlerimizdir.

Daha cumhuriyetin kuruluşundan başlayarak Türk Milleti’nin kimliğine, benliğine, inanç ve genel kabullerine ters düşen uygulamaların karşısına dikilen, yüce dinimiz ve asil milletimizin müdafasını yapanlar gibi Ülkücü Hareket’in mensupları da devlet kademelerine yuvalanmış, bedeni ve ruhu satılık idarecilerin düşmanlığına uğramışlardır.

İçten içe sürekli devam eden ve zaman zaman da su yüzüne çıkan bu mücadelenin ilk patlamalarından birisi 1944’te olmuştur. Resmi ağızların daha o zamanlar itiraf ettiği bu savaş sebebiyle o günlerde bu mücadelenin bayraktarlığını yapan bir avuç kahramanın zulüm görmesine “tabutluk”larda inletilmesine, mahkemelerde süründürülerek istikballerinin yok edilmesine yol açan takibatla, Ülkücü Hareket sadece mevcut düzenin muhalifi değil aynı zamanda devletin alternatifi olduğunu da ortaya koyuyordu.

1970’li yıllarda Ülkücü Hareket’in, milletin özünde bulunan cevherin yok edilmeye çalışılmasına seyirci kalacağını sananlar, bildikleri bütün yolları deneyerek milletimizi iğfale kalkıştılar. Fakat, iman dolu göğüslerini milletine siper eden bir avuç serdengeçtiyi karşılarında buldular. Binlerce Ülkücü, kara toprağın bağrına düştü.

Vatan, millet, din ve devlet Ülkücülerin kutsallarıydı... Asla kirletilemez ve kimsenin de keyfine bırakılamazdı. Lakin, yerli ihanet çeteleri bütün bu kutsal değerlerimizi çepeçevre sarmışlar, bizi yok etmek için düşmanlarımızla işbirliğine dahi girişmişlerdir. Bu, yaşanan facianın en dehşetli taraflarından birisidir. Düşünün ki, Allah rızasından gayrısını gözetmeyen insanlar, başta komünistler olmak üzere bütün dış güç maşalarının hedefi olurlarken, bir de devlet kademelerine yerleşmiş, kokuşmuş zihniyetin temsilcileri de bu hainlerle kol kola, omuz omuza Ülkücülerin üzerine geliyorlardı.

Biliyor muydunuz, binlerce şehidimizin ne kadarı bizzat polis, asker, gardiyan, bekçi ve doktor gibi devlet memurları tarafından katledilmiştir? Bu durum, Ülkücülerin, Türk milliyetçilerinin, Nizam-ı Alem savaşçılarının asla dikkatinden kaçmamalıdır. Emniyetlerde günlerce süren işkencelerde can verenler, cezaevlerinde gardiyanların sadist duygularının kurbanı olanlar, hastahanelerde vaktinde müdahale edilmeyerek veya kasıtlı olarak verilen yanlış ilaçlarla ölüme terkedilenler, asker ve polislerin kurşunları ile delik deşik edilenler...

İşte, bu kanlı ve dehşet verici tablonun bir parçasını da “Darağacında Can Verenler” oluşturmaktadır. Ülkücü Hareket'i, millet vicdanında da mahkum edilebilmek için kurulan "Türk Milleti adına" karar vermek iddiasındaki düzmece mahkemelerde fikirleri ve vicdanları kiralık hakimler, Türk Adalet tarihinde ebediyen kara bir leke olarak kalacak bir kararla masum ve mağdur ülküdaşlarımız, yiğit ülkü beğleri için idam hükmü veriyorlardı.

Bu güdümlü, insafsız ve adaletsiz kararlar ise esas vazifeleri olan askerliği yapmaktan bihaber, salonlarda kadeh tokuşturmayı marifet sanan, devleti kendi mallarıymış gibi gören, Amerika'dan emir alan generalller tarafından insanlık kuralları ihlal edilerek infaz ediliyordu.

 
Forum » 3 - MİLLİYETCİ TÜRKİYE » ÜLKÜCÜLÜK » DARAĞACINDA AÇAN ÜLKÜ ÇİÇEKLERİ "7 EKİM "
  • Page 1 of 1
  • 1
Search:

Gunay-Fm ™ Firari Saatler ™ © 2024